İç Konuşmaları - I

Nedir insanı ayakta tutan? Yığılacak bir yer bulamaması mı? Kalabalık bir caddede nereye yetişmeye çalıştığını bilmediğim bir insan güruhunun içinden sıyrılarak yürümeye devam ederken, insanların yüzüne baktım. Yüzünde korku olan insanlar, gözlerinde gözyaşı bulutları taşıyan insanlar, telefonun ucunda güzel bir söz ya da haber aldığı şüphesiz ki neşesinden belli olan insanlar ve tepkisizler. Donuk, metalik bir soğukluk yüz hatlarına yapışmış sanki. Hiç tanımadığın insanların yüz hatlarına bakabilmek mümkünken kendini görememesi insanın -her manada görememesi kendini insanın- farkındalıksız bir yaşamın devamlılığına sebep. Acaba yolda ağlamak kadar inciten bir başka ağlama metodu var mıdır? Sanmam. Ama ansızın yol ortasında ağlatır seni burnunun direğini sızlatan şey her neyse. Ve sen en alakasız sokağı dönerken durup olduğun yerde, dizlerinin üzerinde ve dizlerinin bağı çözülerek ağlamaya başlarsın. Yine insanlar gelir insanlar geçer yanından. Bu kez senin gözlerini...