KARACAOĞLAN

Aslen adı Hasan'mış. Daha bir yaşına basmadan anasız öksüz kalmış. Beş yaşına varmadan da babası Kara İlyas, Kozan derebeyi tarafından askere alınmış. Bir daha da dönmemiş. Hasan bir başına ortalıkta kalakalmış! Annesi “Karaca” diye severmiş Hasan'ı. Bu evsiz ocaksız kalan çocuğa köyde Osman Ağa sahip çıkmış. Ona babalık edip büyütmüş. Yaşı on sekize geldiğinde ise Hasan'ı köyde kimsesi olmayan dilsiz bir kızla evlendirmek istemiş. Lakin Karacaoğlan bu dilsiz kızla evlenmek istememiş. Ama bu düşüncesini çok sert bir adam olduğu için babalığı Osman Ağa’ya da söyleyememiş. Tek çareyi köyden kaçmakta bulmuş. Düğün hazırlıkları yapılırken gece vakti kimselere görünmeden köyden kaçmış. Karacaoğlan dağlar aşmış, tepeler aşmış, nereye gittiğini kendini de bilmeden durmadan yürümüş… “Yola Çıkarken bütün obası başına birikmişti. Gitme demişlerdi. Gurbet elin kahrı zehirden acıdır. Aşıkta olsan gitme. Başında kavak yelleri gelir geçer Obamızı bırakma gitme demişlerdi...