Tomurcuk,

 Ölümü, ihaneti ve savaşı görüyorum ama göğüs kafesimde bir yonca yeşeriyor. Gövdesi cılız, kökleri kudretle toprağına bağlı. Yaşamın nasıl, diye soranlara tam olarak böyle tarif ederdim.

*

Çıplak gözle göremediğin güneşin hergün orada olduğunu bilirsin, hergün ışığının hacmi değişir ancak orada olduğunu bilirsin. Bu çok sevdiğin birini göremediğin halde orada olduğunu bilmekle eş değerdir. Bunca kavga ve gürültü içerisinde, sevgisini içinde bir yerlerde kristal bir kutuda saklamak gibi.


Hayatta herşey insan için dedikleri,


Yaşarken aklının ucundan dahi geçirmediğin şeyler başına geldiğinde dünyam başıma yıkıldı, zannedersin. Neden beni buldu, dersin. Hayatından umudu kesen başını gökyüzüne çevirsin! Bak şu alt üst olmuş hayatımın yeni haline! Gün batımı turuncusunda binbir renk çiçek kokusu ve esintili yaz akşamları mayhoşluğu! Bak! Uçuşuyor neşeli kelebekler . En yağmurlu günde çetin bir rüzgar ağacımın dalını kırsa dahi kaldığı yerden devam ediyor güzelliği. 


İnsanlara güzel olanın güzelliğini anlatmak, mucizesini ikiye katlıyor öğrendim. Kim bilebilir gülerken dudağının kıvrımında oluşan çukura bile bir sevda sığdırılabileceğini.


Bu bir aşk masalı girizgahı değil! Hayal dahi edemediğim, rüyamda görsem uykuma küseceğim bir kavuşma mucizesi. Hem delicesine isteğim hem delicesine korktuğum bir avuç mucize. 


Milyarlarca insanın nefes aldığı bir dünyada gidip kendine uygun olanı, bitmeye yüz tutmuş bir yap-bozun eksik kalmış son parçası gibi; gelip hayatında ne eksikse bir fazlası olmayı başarmış, bütün aydınlık ve sonsuzluk içersinde yer bulan korku ve karanlığa rağmen, gidip almalı mı insan? İnsan almalı, uğruna bir çok şeyi de göze alarak, gidip kendisine ait olanı olduğu yerden almalı. Yapacak bir çok şey var demeli, binbir çeşit yol keşfederek! Yan koltukta kimin oturduğu önemli, yoksa yol ha patikadan geçmiş ha asfalt bir düzlükten, ne fark eder.


Artık sana biraz da Sadık Hidayet okuduğum günlerin hayalinden bahsetmek isterim..





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Denize dökülen bir pınar gibi,

Kanadın da kaderi kırılmak,

Tanıdığım bir ağaç var,