İç Konuşmaları -VII
Yaptığın ve düşündüğün onlarca iyi şeyin bazen karşındaki için hiçbir anlam ifade etmediğiyle yüzleşmek zorundasın, bir şey olduğu için değil sadece hatırlatmak istedim.
Çözülemeyecek konuları çözmeyi bırakmak da bir çözüm müdür?
İnsanın bazen tek ihtiyacı, orada olduğunu bilmektir. Sana yardım etmesi ya da seni düzeltmesi için değil. Her şeyi yoluna sokmak için de değil. Sadece orada, senin yanında durması ve sana yalnız olmadığını hissettirmesi için.
İnsan büyüdükçe sevdiği çiçeklere benzer mi?
Seni tanıyan birinin seni "koparılmaya kıyılamayacak bir şeye" benzettiğini duysaydın, senin de gönlünün pencereleri açılıp da içine temiz hava dolar mıydı?
Gün biterken kırgın hissetmek artık o kadar da yabancı gelmiyor. Akşam yürüyüşlerinden dönerken karşılaştığın ama hiç tanımadığın insanların tanıdık yüzlerini görmek gibi, yaşamak biraz da böyleymiş, yaşamak canımın içiymiş.
Sakin sevgimizi çok özledim.
O dinginlik sanki çiçeklerimizi açtıran, bize daha çok hayal kurduran hoş bir şeydi.
Sakin sevgimizin, yeniden kapıdan içeri girdiğini görmek için, bazen hiç hareket etmeden oturur gibi bekliyorum.
Yeniden cıvıldamak, yeniden yerine alışmak, yeniden neşe saçmak için.
Uykumu kaçıracak bir buluşmaya ihtiyacım var.
Yine de çok seviyorum yaşamayı. Birçok şeye rağmen değil, birçok şey sayesinde. Valla. Mis gibi.
Çünkü biliyorum, hâlâ her şeyin çok başındayım. Hatta her şeyin en başındayım.
Yerimi seviyorum ve eğer yerimde güvende hissedersem kökü sağlam bir dut ağacına dönüşebilirim. Endişe ve korku duymadan köklerimi salmama izin verirlerse şayet, kim bilir belki dalımdaki meyveleri yemek en çok onların hoşuna gider.
Yorumlar
Yorum Gönder