İç Konuşmaları -II

 Herşey bir boşlukta savrulurken tutunmaya çalışma mücadelemiz gibi,

Yeniden başlamak mümkün, her şeye yeniden başlamak zorunda kalanlar için.

Ve kışın ellerim çok üşüyor diye bana seneler evvel aldığı eldivenleri aradım fakat bulamadım.

Deliler gibi gülmeyi seven bir avuç insanla bir odada saatlerce sustuğumuz günlerimiz oldu sonra.

Bu metafor işini sanat filmlerinde bırakmalıydık, dedim duymadılar.

Kendi gezegeninin yıldızı hepsi.

İsimlerin anlamları üzerine konuştuğumuz bir sohbette söylemiştik, kim biliyor hangisinin en güzeli olduğunu da karar veriyor diye. İyi o zaman isim koymayalım mı çocuklarımıza? -Kendini henüz büyütememiş bir insan sorusuydu bu, yanlış anlamayın-

Ben, dedim kuşları kıskanıyorum, o denize imrendi, bu dedi ki keşke kök salan bir ağaç olsaydım ve dallarıma çıplak ayakları ile çocuklar tırmansaydı ama kesin birileri gelip ateşe verirdi beni, vazgeçti

Anlam beklemek duyduğumuz herşeyden ve uyum sağlamak ve bir ahenk içinde olmayı ummak akışkan durumlardan, çok geriden ufka bakmaya çalışmak gibi.  -ufuk çizgisinde olanla bir tutması yok mu bir de kendini!-

Biz eskiden süzme yoğurdun en kıymetli meze olduğu masalarda şiir okurduk. Bazılarımız içki içmeden mest olup bir köşede sızıverirdi.

Uzunca bir zamandır kimse hırka örmedi bana. Bugün oturdum bunu düşündüm. Dünyanın malı, mülkü, ihtişamı, güzellik yarışı, hırsın ateşli bakışı hiç tutamadı yakamdan. Biri bir iplik bir iğne ile gelsin kapıma, dedim ona bahçeden topladığım güllerden reçeller yapacağım. Kavanoz kapaklarına sıkıştırılmış peçeteler bana köydeki mutfağın az ışık alan penceresini hatırlatacak, mutlu olacağım. Nenemin yüzü gelecek gözümün önüne. Hayat, diyeceğim benden ne çok insan aldı. Onları toprağa sakladık, diyeceğim.  


İşte şimdi kimseyi bıraktığım gibi bulamadığım yaşımdayım.

Hem sonra, bin tane şey oldu seni son gördüğüm günden bu yana doğru düzgün anlatamadım, 

diyemedim.


Bazen huysuz, bazen neşesinden kabına sığmayan. Anlatacak çok şeyi varken en yakınına sessiz kalan. Yel değirmeni gibi, hiç durmayan, yalnızca insanların gün ışığında fark ettiği.. Ama geceler evimdir benim.

Elbette dua ettim dolunayda. Sen? Sen umudu kestin mi yarından?





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Denize dökülen bir pınar gibi,

Kanadın da kaderi kırılmak,

Tanıdığım bir ağaç var,