Kana kana su içmek, gibi şimdi uçmak..
Bir uçurumun kenarında gezindiğimden bihaber taşlı, tozlu bir yolda yürüdüğümü zannederken; beni o uçurumun kenarından almak isteyenler varmış. Çırpınışlarını görememişim, çok sonra anladım. Geç kalınmış bu aydınlanma, beni o uçurumdan atanlar sayesinde olmuş. Birden fazla insanın avucu birleşmiş ve beni derinliğini bilmediğimiz bir boşluğa doğru itmişler.
Aşağı doğru süzülürken herkes kan görmek istedi biliyorum! Ama ben farkında olmadan kanatlarımın sırtımı yırtarak çıktıklarını gördüm. Bedenimin her daim bir parçası olarak yanımda oradan oraya savurduğum kanatlarım, nasıl da en ihtiyacım olduğu anda kendilerini özgür bırakıp, beni semada süzülmeye ikna etmişlerdi.
Ben çok iyi tanıyorum kanatlarımı. Sadece ilk kez bu kadar hissediyorum aramızdaki kuvvetli çekimi.
Benim, diyorum "düşmeme izin vermediler" ve bu kavuşma beni yalnızca düşmekten kurtarmak için değilmiş, diyorum!
Aşağı doğru bir süre süzüldükten sonra beni o meraklısı olduğum ovaların, dağların eteklerinde gezdirdiler. Bana o çok özlediğim ezgileri dinlettiler. Beni bulutların üzerine çıkartıklarında korktum önce, çünkü daha önce düştüm bu bulutlardan!
Ve yaradır; kanar, kurur, izi kalır. "Hayır!" dediler "bu kez kırmak yok kanatlarını".
"Tamam" dedi dilim, "yıllardır neredeydiniz" dedi gönlüm.
Beyazın bile bin bir tonu varmış unuttuğum. Her şeyi kanatlarım kadar beyaz seviyorum artık! Benim kanatlarım başına buyruktur, biliyorum. Dedim ya, tanıyorum kanatlarımı. Ama ilk kez bu kadar yakınlar bana. Ölene dek taşırdım sırtımda eğer onlar çıkmasalardı kabuklarından. Ama şimdi kollarım ve kanatlarım sarmaş dolaş ve korkmuyorum yaralarımdan. Belki de uçarken bir ağaca toslarız kim bilir?
Fakat ben artık başkasının şekerine değişmek istemiyorum onların tuzunu!
Kana kana su içmek, gibi şimdi uçmak..
Yorumlar
Yorum Gönder