Tanrıya Koşarken
Beni aldı bir menzile bıraktı. Kör bir kuyunun dibine attı. Karanlık gecelere sürgün eyledi. Beni al Tanrı! Vur başımı, giyotinden akan kanlar karışsın berrak sulara. Bağrıma kar getir Tanrı! Ululardan ulu Pirler yoluna niyaz eyle. Benim günahımı sür, dağ yamaçlarına. Ben bir kâhıra kurban olmuşum. Yakmışım kitaplarımı. Alnımın terini silmişim ellerimin tersi ile. Ben bir yiğit sevmişim; gözü görmez, ayağı tutmaz. Yüreği sakatlar arasından onu seçmişim. Ben bir semah tutmuşum. Turna kuşu ben olmuş, ben Turna yoluna kurban olmuşum. Ben Tanrı, ben hiç haram yememişim. Yine de piç demişler ardımdan. Soysuz demişler, yolsuz demişler. Konteyner diplerinde uyumuşum. Bir kuru ekmek için üç sokak öteye yalın ayak koşmuşum. Beni al Tanrı! Yaşamaya mecali kalmamış bu cânın. Bu can, sığdırmış evreni gönlüne de bir evin gölgesine sığınamamış. Yıl 1987. Neredesin Ey Tanrı! Ey fukaranın yegâne duası! Babamı alnının çatından vurdular karlı bir Şubat gecesi. Karlar kan, kanlar kar tutmuş. Annemin acıdan yaktığı ağıtla sağır olmuşum. Ormanda yolumu tilkiler tutmuş. Bir kargaşa, bir tufan kopmuş. Sanki bir destandan çıkıp gelmişim. Bir kitabın bir sayfası düşmüş Nil nehrine, sular can vermiş ve Tanrı var etmiş beni. Ben Tanrı, beni bıraksalar bu kadar kötülüğe denk olmazdım. Beni tuttular, biliyorsun. Birileri ateş yakıyor. Bir cigara dumanı boğuyor genzimi. Soğuktan tutulmuş bacaklarım. Burada öleceğim Tanrı! Bu gece öleceğim. Tüm bunlar aklımdan geçiyor. Bu insan-ı kâmili bulacaklar yol ortasında. Biliyorum, üzerime dünden kalma gazete sayfaları örtecekler. Kimlik arayacaklar yırtık ceplerimde, bir adres, bir harf arayacaklar. Bulamayacaklar. Üryan gideceğim. Ben Tanrı, benim uğruna can vereceğim kimsem yok. Beni çiçeklerle, şenliklerle karşılama. Bana kılıçlar da çekme. Lâkin kurban olayım, beni al, üç yaşında açlıktan ağlayarak çatlayan kardeşim Memed'in yanına bırak. Son arzum budur. Vesselâm...
Yorumlar
Yorum Gönder