Mem û Zîn
Çukurova'nın sıcağı acı ekmek olur. Ağrı
Dağı Anavarza kayalarına konuk gelir. Turaçlar eşkıyalara türküler söyler. Alın
teri çiğdemlere rengini verir. Tüm bunlar bin bir hale girerek, iyilik ve
kötülük halinde dünyanın dört bir yanına dağılır.
Ahmed-i
Hani de bu eserde iyiliği, doğruluğu, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği Mem
ve Zîn'in şahsında toplamış; kötülüğü, fitneciliği ve ikiyüzlülüğü de Beko karakterinde
somutlaştırarak gözler önüne sermiştir.
Cizre
beyinin Zin ve Siti adlarında iki tane kız kardeşi varmış. Botan bölgesinde
baharın müjdecisi olan Mart ayında bu iki güzel kız kardeş şenliğe katılmış. Mem
ile Tacdin de herkes gibi bu şenliğe katılmak üzere şenliğin yapıldığı kırlara çıkmışlar
ve Mem, Zin’i ilk kez orada görmüş. Onu gördüğü ilk an heyecandan düşüp
bayılmış. Tacdin ve Siti de ilk
görüşte birbirlerine sevdalanmışlar. Günler geceleri kovalarken Mem ve Zin’in aşkı
da hızla büyümüş. Halk tarafından bilinir hala gelmiş. Cizre'nin önde gelenleri bu âşıklara
destek olmak adına Cizre Bey'inden kız kardeşlerini Tacdin ve Mem için istemeye
karar vermişler. Cizre Bey’i Tacdin ve Sitî’ye evlenmeleri için müsaade etmiş. Yedi
gün yedi gece düğün yapılmış lakin iki düğün bir arada olmaz diyerek Mem ile
Zîn'in düğününü ertelemiş. Tüm bunlar gerçekleşirken kötülüğü içerisinde bir
fidan gibi büyüyen Cizre Bey’inin yardımcısı Beko, Mem ile Zîn'in düğününe engel olmak için elinden geleni yapmaya ant
içmiş. Sürekli Bey’i Mem hakkında olumsuz düşüncelerle doldurmaya çalışmış. En sonunda
Beko’nun fitneleri sonuç vermiş ve Bey kız kardeşini Mem’e vermekten vazgeçmiş.
Mem
Zin’i günlerce görememiş. Bahçesindeki gül ve reyhanları seyrederek şöyle demiş:
Bir gün Bey ahalisini toplayıp da ava gittiğinde Zîn ve Mem
gizlice buluşmuşlar. Av dönüşü Bey’le birlikte gidip dönmüş olan Tacdin, Bey’in
Mem ile Zin'i fark etmemesi için kendi evini ateşe vermiş. Böylece Bey’in tüm
dikkatini kendi üstlerine çekmiş. Mem’e
aşk borcunu bu şekilde ödemek istemiş.
Aşkından ve çaresizliğinden ne yapacağını bilemeyen Mem, Beko’nun
oyununa gelerek Bey ile iddialı bir satranç oyunu oynamış. İlk üç oyunu Mem
aldıktan sonra Beko, Mem'in yönünü değiştirmesini istemiş. Günlerdir sevdiği
kadının yüzünü göremeyen, sesine hasret kalmış bu genç ve aşık adamın Zin'i
görüp hayallere dalmasınını istemiş ve böylece oyunu kaybetmesine de sebep
olmuş. Ve Bey Mem’i zindan attırmış. Mem o kör karanlıkta Zîn’in hasretinden
ölmüş.
Zin ise günden güne erimiş, Mem'in mezarı başından hiç ayrılmadan
ağlayarak ağıtlar yakarak günlerini geçirmiş.
Ve en sonunda Mem'in mezarı başında can vermiş. Ve o da Mem'in
mezarına gömülmüş. Kavuşmalarına engel olan Beko ise öldüğü zaman hemen yanı
başlarına gömülmüş.
Yorumlar
Yorum Gönder