BALIKLIGÖL EFSANESİ
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim,
İbrahim peygamberin ateşe atıldığına inanılan bir göl ki asırlar ötesine
sırrını taşıyan, görmediğimiz tüm efsanelere –mış demişiz. Size balık-mış
İbrahim’in ateşi hikayesini anlatırken –mış diyeyim.
Zamanın birinde Urfa’da hüküm süren Nemrut isimli bir kral varmış. Namı, zulümlerinin şiddetiyle bilinen Nemrut kendisini en yüce varlık olarak tanrı ilan etmiş ve halkına da kendisine tapmasını emretmiştir. Nemrut şehrin her yerine kendi heykellerini yaptırmış. Günler geceleri kovalarken bir gece yarısı uykusunu bölen bir kabusla uyanmış. Nemrut bu coğrafyada doğacak erkek çocuklarından birinin onu öldüreceğini, inşa etmeye çalıştığı putperestliği yok edeceğini görmüş. Ve bunun üzerine endişeye kapılan Nemrut doğan bütün erkek çocuklarının öldürülmesi için askerlerini vazifelendirmiş. Bunun üzerine askerlerden biri, kısa süre sonra doğum yapacak olan karısını Urfa Kalesi yakınında bir mağaraya götürmüş. Ve İbrahim Peygamber bu mağarada doğmuş. Günler geceleri kovalamaya devam etmiş, ava çıkan askerler ormanda İbrahim Peygamber’i görmüş ve hayretler içinde onu apar topar yakalayıp Nemrut’un huzuruna çıkarmışlar. Nemruttan ölüm emri almayı bekleyen askerler tam aksine bu genç çocuğu çok sevdiğini ve manevi olarak evlat edinmek istediğini duyduklarında şaşkınlıklarını gizlemekte oldukça zorlanmışlar. Dedim ya günler geceleri kovalamış, her geçen gün İbrahim Peygamber büyümüş, Nemrut’tan halka yaptığı baskı ve zulüme karşı kayıtsız kalamamaya başlamış. Sahip olmak istediği putperestliği nedeniyle Nemrut’a nefret ve öfke duymaya başlamış. Törenin olacağı günlerden birinde daha fazla dayanamamış ve eline aldığı baltayla şehirde, tapınaklarda yer alan tüm putlara saldırmaya başlamış. Putları birer birer parçaladıktan sonra baltayı en büyük putun boynuna asmış. Gördükleri karşısında deliye dönen Nemrut büyük bir ateş yaktırmış ve İbrahim Peygamber’i Urfa Kalesi’nin burçlarına konulan mancınıklara gerilen halatla bu büyük ateşe attırmıştır. Halk İbrahim Peygamber’e hak verse de Nemrut’tan korktukları için hiçbir şey yapamamış.
ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
*
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim
Lakin imkansız yalnızca kullar içindir. Tanrı’nın mucizesiyle ateş suya, odunlar ise balığa dönüşmüştür. Hz. İbrahim ateşin hemen yakınlarındaki gül bahçesine düşmüştür ancak Hz. İbrahim’e inanlardan olan Nemrut’un kızı Zeliha da, İbrahim Peygamber’in öldüğünü düşünerek onun ardı sıra gitmek istemiş ve kendini aşağıya atmış, düştüğü yerde de Ayn Zeliha gölü meydana gelmiştir.
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm,
gönlümü put sanıp da kıran kim
Balıklı göldeki balıklar asla yenilebilen balıklar değildir. Bu balıklar bu efsanenin ışığıyla söyleyebilirim ki kutsal kabul edilir. Bu nedenle insanlar sadece balıkları besleyebilirler ancak onları yiyemez, onlara dokunamazlar. Derler ki bu balıkları yiyen kişiler hastalanır yahut lanetlenerek hayatlarını kaybedeler.
Hz. İbrahim’i ateşten alan Rabbim bizi de bu küçük hayatlarımızda
sensiz, merhametsiz bırakma.
Yorumlar
Yorum Gönder