ADI KONULMAMIŞ,
Adım Hak. Adım bir kadının ellerine bulaşmış. Bir cinayete kurban gitmişim, bir çocuk sevmişim, bir rögar kapağı kapanmış üstüme. Adım ebediyette mahkûm. Ben her şeyim, hiçbir şeyim. Adile ablanın ballı sütündeki tortuyum. Alamutta bir nefer, tarlada kör diken, savaş meydanında mitralyözüm. Benim adım Mecburiyet. Gidilecek yol benim, dökülecek yaş benim. Ben, bu köyün çatısız tek eviyim. Meryem Ana kudretinde bir mucizeyim. Biri beni yolda vurmuş, köşeye çekmiş. Biri lime lime etmiş etlerimi . Benim adım Masumiyet. Anamın bir kış günü beni okul kapısında terk etmesi kadar sebepsiz. O günden sonra dikiş tutmayan mavi önlüğüm, hasret kaldığım horoz şekerim... anasına şiir yazanlar arasında öksüz kaldığım sebepte mirim ben.
Yaş 17. Çukurova kuraklığında can bulmuş Adana semalarında ben, kuru sıcağa can vermiş bir nehirim. Adana'nın en illet mahallelerinden birindeyiz. Büfeci Rüstem'e sesleniyorum kapı eşiğinden "iki ekmek bir sigara". Eli zar zor uzanıyor sigara paketine. Cüzdanı ile vicdanı arasında kalıyor şerefsiz! E en niyetinde, "Deftere yaz usta! 3 gün sonra yevmiye alınca getireceğim" diyorum. "Ulan" diye başlayan bir hayıflanma tantanası başlıyor ki sormayın gitsin. Neyse, ekmeğin ucundan büyük bir ısırık alıyorum. Mahallenin çocukları yol ortasında maça tutuşmuş, karışıyorum oyunlarına; "abi pas ver, abiiiii!".
"Hadi lan!" diyorum kendi kendime. Anam geliyor aklıma. Mavi önlük, boş mezar, liseden terk tamirci çırağı, bir de Aysel'in silueti... Âh Aysel! Anam bıraktı gitti de kırdı gönül bağımı. Sen de vardın bağına, bostan eğlettin viran bağlara.
"Gönül sevdi benim günahım nedir?"
Ben han kapısında kul olmuşum. Tutamadığım yola revan olmuşum. Gök delinmiş, ben semada bir zerre! Derler ki dünya, derya denizdir. Ben ise bir su damlası etmemişim derin maviliklerde. Varillerin içinde yaktığımız ataş, gazete kağıtları, boş mermiler. Bir yıkıntıdan çıkarmışlar cansız bedenimi. Birileri ceplerimi aramış, birileri adımı sordurmuş. Cüzdanımı bulmuşlar yıkık kolonların içerisinden. Yirmi lira para çıkmış üzerimden. 17 yaşındaymışım, motor ustasının çırağıymışım, çok gençmişim, yirmi lira çıkmış üzerimden, açmışım, düşmüşüm, gitmiş de kurtulmuşum, Allah beni affetsinmiş. Gazete kağıtları, boş mezar, ekmek bıçağı. Helvaya çam fıstığı.
Ben bunca sebepten meczup çıkmışım. Yanlış bunun neresinde?
Aysel, tanıdın mı beni?
Yorumlar
Yorum Gönder