İÇ KONUŞMALARI - IX.

 


"Göğe baktım yerli yerinde,

haydutlar , dalavereciler yerli yerinde.

vurguncular, hayınlar, vurdumduymazlar öyle.

İyi dedim, içim rahatladı.

düzen bozulmamış, dedim sevindim,

tenhaca bir bölgede şehre girdim.." (*)

*

- Müsait bir yerde ineyim.

- çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

- eskiler de ayrı bir güzeldi.

- sahi saat kaç?

- Rıfat amcayı hasta haneye kaldırdılar

-Duyabilmemin bi’ yolu var da

- sakıncasızım.”

- Biz sevmekle yükümlüyüz,

- "Gönlünün eşini bulan garip değildir."

 (Bakın bu şehri ben kurdum ben büyüttüm ama sevemedim.)

 -Çiçekli şiirler yazacağım, begonvil  ağaçlarını ve nergisleri..

- beni öldür de azat et.

-“Ne de olsa kışın sonu bahardır, bu da gelir, bu da geçer...”

-sen, ne güzel gülüyorsun

-kimse bilmez mekanda

kırk gün kırk gece içimi çektim.

-Bir müddet, her şeyden, elimi çekmek istemiş olamaz mıyım?

- radyonun sesini açar mısınız?

-Akmayan pınardan su bekleme

- Bir yere ait olmamak ile her yere ait olmak aynı şey demek midir?

-Sanki ikna edilmek ister gibi bi halin var

-Sevmek insanı yorar mı?

-'ben istiyorum ki sen hiç susma, sesinin her tınısı özgür bırakıyor ruhumu..

- kınalı ellerim çayda çürüdü" 

" gün doğacak birazdan.

Bu gece, öylece, bekledim. Ben hep geç geleni beklerim. Birazdan gün doğacak ve ben herkesin gözünü yeni güne açtığı vakti bekleyeceğim; yummak için gözlerimi. 

- Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım

- ne giyse hoşuma giderdi

-"Kavuşmak mı? Onu Allah bilir."

- beni bul,

- Bir şey demeyeceksen gidiyorum

- *benim gönlüm gök gibidir, haydi kuşlarını gönder göğüme 

- Yarın güneş kokusu yüzüme değsin istememekteyim.

Yaptığım  onca şeyin yanında yapamadığım onca şeyin üzüntüsü de henüz bitmemişken, kimsenin umurunda değilsin ki" diye tekrarladım. 

- “Seni senin gibiler sevsin."

- korkmayın benden güvercinler,

- konu buralara hiç gelmemiş olsaydı

- tesadüflere inanmazdım.. ama şimdi, bir denize koşar gibi koşsam ya

- Ben ağlıyorum, Tanrı susmuyor. 

- Vakitler ve mekanlar ve insanlar yokken ve hava da bir sükunet asılı kalmışken ve çabasız bir yol mümkün değilken, haydi yaslan göğsüme 


Halbuki şu an otogarda olabilirdik. Sabahın körü, der eskiler işte o kör şafakta ben bu sancılı türküleri dinlememiş olurdum. İnsanın canı da ne garip, sevgisi ne büyük. Yanında olamamanın üzüntüsü mü şimdi bu

 - ”biliyor musun açık seçik konuşamamak beni de yordu








(*) Turgut UYAR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Denize dökülen bir pınar gibi,

Kanadın da kaderi kırılmak,

Tanıdığım bir ağaç var,