ŞAHMERAN
Şahmeran sözcüğü, Farsça şâh ve mârân yani yılanlar manasındaki kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Erkekler için kullanılan bir unvan olan şah kelimesi Şahmeran'a ilişkin tüm efsanevi kayıtlarda ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde dişi bir varlığı simgelemiştir.
Binlerce sene evvel önce yerin yedi kat altında Tarsus'ta yaşayan yılanlar varmış. Adına meran dedikleri bu yılanlar çok akıllı ve şefkatlilermiş. Meranların kraliçesi olan Şahmeran (yahut Şah-ı Maran) çok genç ve güzel bir kadınmış. Düşünülenin aksine zararlı değilmiş, insanları korur ve yılanların insanlara zarar vermesine engel olurmuş.
Efsaneye göre Şahmeran'ı ilk kez gören insanın adı Cemşab imiş. Cemşab fakir bir ailenin oğluymuş. Bir gün arkadaşları ile bal dolu bir mağaraya rast gelmişler ve balı çıkartmak için arkadaşları Cemşab'ı mağaraya indirmişler lakin o dönemlerde oldukça kıymetli olan baldan kendi paylarına daha çok düşmesi için Cemşab'ı indirdikleri yerden çıkartmayıp onu orada bırakarak kaçmışlar. Cemşab mağarada bir delik fark etmiş ve bu delikten bir ışık sızıntısı olduğunu görmüş. Cebinden çıkarttığı bıçak ile bu deliği genişletmiş. Öyle bir bahçeye açılmış ki o delik, ömrünce böylesine güzelini görmemiş. Bu bahçe ki eşi benzeri olmayan çiçeklerle, ağaçlarla bezeliymiş ve ortada görkemli bir havuz ile pek çok da yılan da varmış. Havuzun başındaki tahtta da süt beyaz vücutlu, gözleri sürmeli ve çok güzel bir kadın oturmaktaymış. Kadının uzun siyah saçları varmış ve belden aşağısı yılanmış. Efsaneye göre Şahmeran'ın güvenini kazanan Cemşab uzun yıllar bu bahçede yaşamış. Rivayete göre o bahçeden çıkmak yasakmış. Şahmeran kendini ve meran soyunu insanlardan bu gizlilik esası ile korumaktaymış. Cemşab orada kaldığı zaman içerisinde çok güzel ve mutlu zamanlar geçirmekteymiş. Ancak bir süre sonra ailesini özlemeye başlamış, evine dönmek istemiş ve bunun için Şahmeran'a yalvarmış. Şahmeran ilk başta karşı çıksa da Cemşab'ı çok sevdiği için gitmesine izin vermiş. Ancak ona kendisinden ve bu bahçeden kimseye bahsetmemesi üzerine söz verdirmiş. Ailesinin yanına dönen Cemşab bu sırrı uzun süre saklamış ancak seneler sonra ülkenin padişahının kızı ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Padişahın veziri tek çarenin Şahmeran'ın etinin yenmesi olduğunu söylemiş ve halk içerisinde de Şahmeran'ın yerini bilenlerin olduğunu iddia etmiş. Ve herkesi hamamda toplamışlar. Çünkü Şahmeran'ı gören kişiyi anlamanın tek yolu dersinin pul pul olup olmadığını görmekten geçermiş. Hamama giren Cemşab'ın derisi yılanlarla yaşadığı ve Şahmeran'ı gördüğü için pul pul olmuştur. Kendisi ve ailesi ölümle tehdit edilen Cemşab istemeyerek de olsa Şahmeran'ın yerini söylemek zorunda kalmıştır.
Ardından Şahmeran'ı bulunduğu yere gire giderek yardıma ihtiyacı olduğunu söylemiş ve onu yeryüzüne çağırmış. Cemşab'ın ihanetine uğrayan Şahmeran padişahın huzuruna getirilmiş.
Şahmeran Cemşab'ın ne kadar üzgün olduğunu görmüş ve onun bunu istemeyerek yaptığını anlamış.
Şahmeran ona son bir iyilik de bulunmak istemiş ve onu yanına çağırarak "Benim başımı kaynatıp padişaın kızına içir kız kurtulsun, gövdemi de vezire içir, ölsün, kuyruğumu da kaynatıp sen iç, böylece Lokman Hekim ol" demiş. Böylece vezir ölmüş, padişahın kızı iyileşmiş ve padişah da Cemşab'ı veziri yapmış. Ve rivayete göre de Cemşab böylece Lokman Hekim olmuştur.
Efsaneye göre Şahmeran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Sabırla Şahlarının dönmesini beklerler. Tarsus'un, Şahmeran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir. Ve bu yılanların Yılan Kale olarak bilinen dağ yamacında bulunun bir kalenin altında beklediklerine de inanılmaktadır.
Çocukluğunu bu kalenin bulunduğu köyde geçirmiş biri olarak her daim Şahmeran'a ve onun efsanesine aşinaydım. Çukurova'nın hemen hepsine yayılmış bu efsane evlerimizin duvarlarında, motiflerle nakış nakış kazılıdır. Kaleye uzaktan bakıldığında kıvrımlı bir yılan gövdesine de benzemektedir. Bu bölgede devamlı olarak yılanların dolandığı malumdur lakin bölge çok sıcak olduğundan mıdır yoksa Şahlarını mı aramaktadırlar, bilinmez.
Yorumlar
Yorum Gönder