Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SIDKÎ BABA (PERVANE/ ZEYNEL ABİDİN)

Resim
Oğuzların Bozok koluna bağlı Dede Garkın aşireti ve ocağından gelen Sıdkî Baba'nın asıl adı Zeynel Abidin 'dir. Henüz altı yaşındayken “Pervane” mahlasıyla şiir söylemeye başladığı rivayet edilmektedir. Zeynel Abidin'in adı artık Pervane'dir ve Pervane on iki yaşında annesinin izin vermemesine rağmen evden kaçar ve gönlüne düşen hak aşkı uğruna şanını duyduğu Hacıbektaş-i Veli Dergâhına gider. Dergahta şeyhi olan Feyzullah Efendi’nin vefat etmesi üzerine dergah postuna Feyzullah Efendi’nin  oğlu Cemalettin Efendi oturur. Sıdkî, aynı zamanda medrese arkadaşı olan mürşidi Cemalettin Efendi’ye gönül bağı ile bağlıdır. Kendisine on dört yaşındayken “Pervane” mahlası yerine, “Sıdkî” mahlasını veren kişi de Cemalettin Efendi'dir.  Sıdkî; “On dört yıl dolandım pervanelikte/ Sıdkî ismin buldum divanelikte” dizelerinde -ve  birçok şiirinde de- bu mahlası alışını konu etmiştir. "Cemaleddin hünkâr dil-i sâdima İrşad ile Sıdkî dedi adıma Hasılı yetirdin her muradıma Ya R...

ADI KONULMAMIŞ,

Resim
 Adım Hak. Adım bir kadının ellerine bulaşmış. Bir cinayete kurban gitmişim, bir çocuk sevmişim, bir rögar kapağı kapanmış üstüme. Adım ebediyette mahkûm. Ben her şeyim, hiçbir şeyim. Adile ablanın ballı sütündeki tortuyum. Alamutta bir nefer, tarlada kör diken, savaş meydanında mitralyözüm. Benim adım Mecburiyet. Gidilecek yol benim, dökülecek yaş benim. Ben, bu köyün çatısız tek eviyim. Meryem Ana kudretinde bir mucizeyim. Biri beni yolda vurmuş, köşeye çekmiş. Biri lime lime etmiş etlerimi . Benim adım Masumiyet. Anamın bir kış günü beni okul kapısında terk etmesi kadar sebepsiz. O günden sonra dikiş tutmayan mavi önlüğüm, hasret kaldığım horoz şekerim... anasına şiir yazanlar arasında öksüz kaldığım sebepte mirim ben. Yaş 17. Çukurova kuraklığında can bulmuş Adana semalarında ben, kuru sıcağa can vermiş bir nehirim. Adana'nın en illet mahallelerinden birindeyiz. Büfeci Rüstem'e sesleniyorum kapı eşiğinden "iki ekmek bir sigara". Eli zar zor uzanıyor sigara paketi...

DÜZGÜN BABA

Resim
  Kureyş'i sorarsan; O sır keramet sahibidir. Düzgün Baba'yı sorarsan; O murad kapısıdır. Dersimli Alevilerce keramet sahibi bir veli olarak bildiğimiz Şah Haydar yöre halkınca aynı isimle anılan bir dağı simgelemektedir. İnanışa göre Kemerê Duzgıni (Duzgı kayası) ya da Kemerê Bımbareki (Mübarek kaya) olarak adlandırılan bu dağın efsanesi kısaca şöyledir;   Şah Haydar, Kureyş olarak da bilinen  Derviş Mahmud-i Hayrani’nin oğludur. Tunceli’nin Zeve yakınlarında bulunan  Zargovit tepesine, hayvanlarına daha rahat bakabilmek için bir mağarada  hayvanları ile yaşamaktadır. Babası Derviş Mahmud-i Hayrani, oğlunun bu hayvanlara nasıl baktığını merak etmiştir. Öyle ki Şah Haydar’ın keçileri zemheri ayında bile oldukça besilidir.  Derken günlerden bir gün merakına yenik düşer ve oğlunun yanına gider.  Rivayet odur ki Şah Haydar elindeki çubuğu hangi meşe ağacına değdiriyorsa ağaç hemen yeşeriyor, filizleniyor; keçilerde bu filizlerden yiyerek beslen...