Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gözümden öpme, ayrılıktır derlerdi.

Resim
"Adalet abla! Adalet abla kız öldün mü? İllet karı. Girdimi çıkmak bilmez kapıdan. Üç gündür sesi soluğu çıkmıyor. Vallahi de billâhi de bıktım!" Son kez şansını deneyerek kapısını çalıyor, adeta yumrukluyordu. "Kız bak valla gidiyorum!" Daha fazla dayanamadan kapının önüne bıraktığı çantalarını alan Üç numara Aysel, söylene söylene sokak kapısına kadar indi. Gazinoya gidiyordu. Boynuna cafcaflı bir fular attırmıştı. Mahallenin oğlanları Aysel köşeyi dönene kadar ardından bakar kalırdı. Adalet abla dediği de kat komşusu. Biraz huysuz bir kadındır Adalet abla. Vaktiyle çok namı olan bir kadınmış, eşi eski fabrikatör. E tabi adam kumar borcuna heba etmiş servetleri. Yoksa İstanbul’un kenar mahallerine kadar düşer miydi? Zaten kocasını da iflastan sonra intihar etmesiyle yitirmiş. Adam dayanamamış çevresindekilerin yaftasına. Çocukları yokmuş. Kısır derdilerdi zaar ama hangisinden sebep Allah bilir. Hiç konuşmazdı zaten. Yarım yamalak anlatımlarının üzerine,  Aysel  bi...

Âşık Veysel Şatıroğlu

Resim
Bu cihan-ı cennetin han kapısına mitil seren Veysel! Eskimiş mintanının yakalarına dünya yükünü sırtlamış Veysel! Sazına gözünü vermiş, çaldıkça yaş akıtmış Veysel! Anadolu çocuğu, Sivas’ın mor sümbülü, kanatsız bülbülü… Aşık Veysel Şatıroğlu. Âşık Veysel Şatıroğlu (25 Ekim 1894 Şarkışla, Sivas / 21 Mart 1973 Sivrialan, Sivas)   Veysel, gören gözlerini dünyaya Sivas’ta açtığı gibi, âmâ (Arapça; görme engelli) gözlerini de Sivas’ta yummuştur. Avşar boyunun Şatırlı obasına mensup olan Âşık Veysel Türk halk ozanıdır. Veysel, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığından iki kız kardeşini kaybettikten sonra kendiside yedi yaşında bu hastalığa yakalanmış ve hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetmiştir. İki gözünü de kaybeden Veysel'e babası, oyalanması için bağlama almıştır. Âşık Veysel önce başka ozanların türkülerini çalmaya başlayarak ozanlık dergâhına da ilk adımını atmıştır. Veysel’in görmeyen gözlerinden dolayı pek de kolay olmayan bir hayatı varmış. Anası, babası en büyük daya...

ŞAHMERAN

Resim
Şahmeran sözcüğü, Farsça şâh ve mârân yani yılanlar manasındaki kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Erkekler için kullanılan bir unvan olan şah kelimesi Şahmeran'a ilişkin tüm efsanevi kayıtlarda ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde dişi bir varlığı simgelemiştir.  Binlerce sene evvel önce yerin yedi kat altında Tarsus'ta yaşayan yılanlar varmış. Adına meran dedikleri bu yılanlar çok akıllı ve şefkatlilermiş. Meranların kraliçesi olan Şahmeran (yahut Şah-ı Maran) çok genç ve güzel bir kadınmış. Düşünülenin aksine zararlı değilmiş, insanları korur ve yılanların insanlara zarar vermesine engel olurmuş. Efsaneye göre Şahmeran'ı ilk kez gören insanın adı Cemşab imiş. Cemşab fakir bir ailenin oğluymuş. Bir gün arkadaşları ile bal dolu bir mağaraya rast gelmişler ve balı çıkartmak için arkadaşları Cemşab'ı mağaraya indirmişler lakin o dönemlerde oldukça kıymetli olan baldan kendi paylarına daha çok düşmesi için Cemşab'ı indirdikleri yerden çıkartmay...