Alageyik Efsanesi

Dağ yamaçlarına kurulmuş köylerden birine atfedilmiş bu efsane. Dağlarda kekik olur, ceylan olur, geyik olurmuş. Geyik olurmuş da avcısı eksik olur muymuş? Bir yiğit yaşarmış bu dağ yamacındaki köyde. Adı Halil. Derler ki avcı Halil pek yaman imiş, elinden tek bir av kaçırmazmış! Derler ki Halil yiğittir, Halil can! işi gücü geyiklermiş bu yiğidin. Sırtına tüfeği attığı gibi dağın yolunu tutarmış. bir gün değil iki gün değil bazen öyle olurmuş ki haftalarca dönmezmiş geyik avından. O geri dönmezmiş lakin geride, pencere pervazında gecesi gündüzüne karışmış bir garip anası bir de gönlüne yaren sevdalısı varmış. Anası da yâri Zeynep de Halil'e yalvarır yakarırlarmış lakin Halil kimseyi dinlemez yine de ava çıkarmış. Her seferinde “Bu son olacak. Tövbeler olsun artık geyik avına” der, sonra yine bildiğini okurmuş. Hele iyi bir av yapıp, yüklendi mi sırtına geyikleri, değmeyin keyfine. Hemen köy meydanında bir ateş yakılır - bir ateş ki arşa yükselen- ne zaman ki alevi ...