Kara Camışlar

Biz eskiden radyolardan türkü hikayeleri dinlerdik. Aslını sorarsanız biz hala radyodan türküler dinleriz ancak artık hikayelerini anlatmıyorlar. Silinmesin hafızamızdan, ben buraya denk geldiğim eski bir Erzurum ezgisinin anısını bırakayım. Erzurum'un köylerinden birinde bir çoban, çoban dersiniz ama dal gibi, kaşı ayrı kara gözü ayrı kara yakışıklı bir genç. Kimi kimsesi yok ama çobanın.Biriktirdiği üç kuruşla, bir göz ev yapmış kendine. Bir de nişanlısı var güzelliğinde bayram sevinci yaşadığı. Heyecanla düğün gününü bekleyen çoban sürüyü önüne katıp, dağ, bayır dolaşırken bunları düşler; kendisine şöyle lacivert bir takım diktirmeye karar verir. Köy yeri . "Güveyinin elbisesi eski" demesinler, diye içinden geçirirmiş. Derken düğün günü gelip çatmış, bir yanda davul zurna, bir yanda saz söz. Köylü bir can gibi olmuş çobanın düğününde. Herkes düğünün sahibi, çoban deseniz içi içine sığmıyor. Bir yandan da aklı sığırlarında ama. Sabahın seherinde vurmuş sığırları bay...