Tek Sayfalık Hikaye

O gece Turgut ve Füsun’un evlilik müjdelerini kutlamak için toplanmıştık Müzeyyen Meyhane’sinde. Uzunca bir masa, udi ve tamburi sesine harman olmuş sanat müziği tınısı kulaklarımızda. Kadehlerin birbirine fütursuzca çarpmasının çıkardığı küçük çığlık, kadehten aldığım her yudumla yüreğime çörekleniyordu. O gece Turgut ve Füsun’un gecesiydi. Tüm gece onların büyük aşklarından ve çıktıkları yüce yolculuktan bahsetmeliydik. Alkolün de vermiş olduğu yersiz özgüvenle söze giren Yiğit bütün gecenin yükünü omuzlarıma bırakmıştı: - ‘Keşke şimdi Erdem’de olsaydı.’ Ölüm sessizliği belirdi tüm duvarlarda. Birkaç saniye süren o anlar bana bir asır kadar uzun soluklu gelmişti. Masadaki tüm eş-dost ağzımdan çıkacak iki söze kulak kesilmişti. Bir yudum alıp rakı kadehimi masaya bıraktım. Arkamdaki sanatçılara dönüp ‘Elbet bir gün, lütfen’ diyerek tebessüm ettim. ‘Elbet bir gün buluşacağız, Bu böyle yarım kalmayacak… Sevg...